“İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi” ile İstanbul, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş ve Tekirdağ’da kentsel dönüşüm süreci yeni bir boyut kazanıyor.
Türkiye, son yıllarda iklim değişikliği ve doğal afetlerin olumsuz etkileriyle karşı karşıya kalmıştır. Bu zorluklar, şehirlerin yapısını ve güvenliğini tehdit ederken, hükümetin ve yerel yönetimlerin alması gereken önlemleri de ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Dünya Bankası ile imzaladığı anlaşma, Türkiye’nin bu zorluklara karşı attığı en büyük adımlardan birini temsil ediyor. “İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi” ile İstanbul, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş ve Tekirdağ’da kentsel dönüşüm süreci yeni bir boyut kazanıyor.
Projede pilot bölge olarak seçilen İzmir, bu devasa yatırımın ilk meyvelerini toplamaya hazırlanıyor. 330 milyon 500 bin Euro’luk bütçe ile desteklenen proje, iklim değişikliği ve doğal afetler karşısında şehirlerin direncini artırmayı hedefliyor. İzmir’deki ev ve iş yerleri, bu projenin sağladığı finansal destekle, hem çevre dostu hem de afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilecek.
Projeden yararlanmak isteyen hak sahipleri için aylık yüzde 0,69 faiz oranı ve 180 ay vade ile 2,5 milyon TL’ye varan kredi desteği sunuluyor. Bu finansman imkanı, kentsel dönüşüm projelerinin daha geniş bir kitle tarafından erişilebilir olmasını sağlayarak, İzmir başta olmak üzere projeye dahil şehirlerin çehresini değiştirecek.
Bakan Mehmet Özhaseki’nin İzmir’den verdiği müjde, hükümetin kentsel dönüşüm ve çevre koruma konularındaki kararlılığını bir kez daha gösterdi. “Elimizi İzmir’den çekmeyeceğiz” sözleriyle, İzmir’de başlatılan çalışmaların yanı sıra, çevre ve iklim değişikliğiyle mücadelede de süregelen çabaların altı çizildi. Bu projeler, şehirleri daha yaşanabilir, güvenli ve sürdürülebilir kılmak adına atılmış önemli adımlar olarak öne çıkıyor.
İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek önemli bir girişim. İzmir’in pilot bölge olarak seçilmesi, şehrin bu dönüşümde öncü rol oynayacağını gösteriyor. Projeden beklenen başarı, diğer şehirlere de örnek teşkil edecek ve Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir sayfa açacak. Bu anlamda, projenin sağladığı finansman imkanları ve destekler, sadece fiziksel yapıları değil, aynı zamanda toplumsal bilinci de dönüştürmeyi amaçlıyor.